Milyonlarca kişi işitme kaybından muzdarip olsa da bundan etkilenenlerin sayısı aslında çok daha fazladır. Çünkü işitme kaybı olan kişinin ailesi ve çevresi de bunun etkisini kaçınılmaz olarak görür. Duymaya çalışan yakınlarıyla olan ilişkileri de değişime uğrar. İşitme kaybı tedavi edilmeyen biriyle yaşıyorsanız, kendinize şunu sorun: Siz onun “işitme cihazı” mısınız?
Sorun şu ki, işitme kaybı olan yakınımızla iletişimde sorunlar yaşayınca, durumu normalleştirmek için işitme kaybını biz telafi etmeye çalışıyoruz. Bu nedenle bu yakınınız “İşitmem o kadar da kötü değil” bile diyecektir, ya da “Kulaklarım gayet iyi”, “Duymam gerekeni duyuyorum” veya “İdare ediyorum” diyecektir. Bu kişinin “idare etmesinin” tek nedeni ise eşlerinin/yakınlarının onlar için işitme cihazı görevi görmesidir. Bu davranışların tekrar tekrar gösterilmesi normal işiten kişiye aşırı bağımlılık yaratır. Bu da sonunda öfke ve sıkıntı yaratarak ilişkinize zarar verebilir.
İşitme cihazı olduğunuzu düşünüyorsanız ne yapmalısınız?
Öncelikle bu yakınınıza işitme testi yapılmasını sağlamalısınız. Hatta işitme testine daha ılımlı bakmasını sağlayacaksa aynı anda kendi işitmenizi de test ettirebilirsiniz. Gerçekten bir işitme kaybı olup olmadığını, varsa türünü ve derecesini öğrenmenin tek yolu budur.
İkinci olarak, bu yakınınızın işitme kaybını telafi etmek için o zamana kadar neler yaptığınızı işitme uzmanına anlatın. İşitmenin düzgün değerlendirilmesi yalnızca kaybı ölçmekle bitmez. İşitme kayıplı kişi ve çevresindekilerin hayatına nasıl etki ettiği de hesaba katılır.
Üçüncü olaraksa, eğer işitme cihazı kullanması tavsiye ediliyorsa ihtiyacı olan cihazı edinmesini sağlayın. Doğru işitme cihazına yapılan yatırım hem ona ihtiyaç duyduğu bağımsızlığı sağlayacak, hem de sizin işitme cihazı görevinden kurtulup sevdiği bir eş/yakın/dost rolünü geri kazanmanızı sağlayacaktır.
Beltone Blog’dan alınmıştır.